Translation: from turkish
yuvarlanmak
-
1 yuvarlanmak
валя́ться кати́ться* * *1) кати́тьсяfıçı yuvarlanıyor — бо́чка ка́тится
2) упа́сть, свали́тьсяuçuruma yuvarlanmak — свали́ться в про́пасть
3) слете́ть с занима́емого ме́ста / до́лжности и т. п.••yuvarlanan taş yosun tutmaz — посл. катя́щийся ка́мень мхом не обрастёт (тот, кто часто меняет работу, в жизни успеха не имеет)
-
2 yuvarlanmak
yuvarlanmak pass von yuvarlamak; hinunterrollen, fam runtertrudeln; rollen (-den aus D); zu Boden sinken; fig plötzlich versterben; fig fam rausfliegen (aus einer Stellung) -
3 yuvarlanmak
vi1) rollenyuvarlanıp gitmek ( fam) eine ruhige Kugel schieben2) sich wälzençocuklar karda yuvarlanıyor die Kinder wälzen sich im Schnee -
4 yuvarlanmak
опрокидываться, сваливатьсяİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > yuvarlanmak
-
5 yuvarlanmak
v. bowl, roll, roll over, roll up, trundle, trundle along, tumble, wallow, welter, wheel, trickle, shoot -
6 yuvarlanmak
gindirandin--------gindirîn--------gêrbûn -
7 yuvarlanmak
1. (圆的东西)滚动, (顺着斜坡往下)滚, 滑; 转动, 旋转, 转圈: Çevber yuvarlanıp gitti. 桶箍滚走了。Koşuşa koşuşa etrafa dağılıyorlark, ağaçlara tırmanıp çimenlerde yuvarlanıyorlardı. 他们一起跑着跑着便向四周散开, 爬树, 在草地上打滚。2. 滑下, 滚下, 跌下; 坠落, 掉下; 落下, 掉落: Abliyi kaçırınca duvardan yuvarlandı. 他一慌神儿, 就从墙上摔了下来。Aşağıya bakayım derken az kalsın yuvarlanıyordum. 我本想往下看看, 却差一点滚下去。Merdivenden dangır dungur yuvarlandı. 只听叽里咣当一阵响, 他从楼梯上滚了下来。3. 倒下, 跌倒: Kapı açılır açılmaz yüzükoyun ve kaskatı yere yuvarlandı. 门一开, 他就直挺挺地扑倒在地上。Sonunda ikisinin de gücü kalmadı, yere yuvarlandılar. 最后, 两个人也都筋疲力尽, 瘫倒在地上。4. 脱落, 剥落: Dağın tepesinden yuvarlanan karlar yolu kapadı. 从山顶上坍塌下来的雪把路堵塞了。5. 俗́ 被撤职, 失掉职位6. 转́ 突然地死亡, 意外地死亡, 猝亡, 暴卒◇ yuvarlanıp gitmek 1) 有什么条件就怎么生活; 平平常常地生活, 凑合着过活 2) 猝亡, 暴卒 3) 被撤职 yuvarlana yuvarlana 滚动着; 滑行, 快走, 快跑◆ Yuvarlanan taş yosun tutmaz. 1) 滚动的石头不长青苔, 工作不安定的人攒不了家财。 2) 流水不腐, 户枢不蠹。 -
8 yuvarlanmak
1) кати́ться; верте́ться2) неожи́данно умере́ть3) слете́ть (с занимаемого места, с должности и т. п.) -
9 yuvarlanmak
(dışarıdan içeriye yuvarlanarak girmek) иукIорэен/иукIуриен (еукIорае/ йоукIурие) -
10 yuvarlanmak
укIорэин, ебэджын, зэхэфэн, зыгъэукIорэин -
11 yuvarlanmak
تدحرج -
12 yuvarlanmak
تدحرج [تَدَحْرَجَ] -
13 yuvarlanmak
"to rotate, to revolve; to turn around; to topple over" -
14 yuvarlanmak
"1. to roll; to turn over and over: Kaya üstümüze doğru yuvarlanıyordu. The boulder was rolling straight towards us. 2. to fall, fall down. 3. colloq. to die suddenly, up and die, kick the bucket suddenly. 4. to be fired, get the sack, get the push. 5. to be rolled (along a surface). 6. to be rolled up. 7. to be rounded, be given a circular or spherical shape. 8. to be sent sprawling (to the ground). 9. (for food, drink) to be downed quickly; (for food) to be put away, packed away, or polished off quickly. yuvarlanıp gitmek to manage or get along in a so-so manner. Yuvarlanan taş yosun tutmaz. proverb A rolling stone gathers no moss."
Look at other dictionaries:
yuvarlanmak — nsz 1) Kendi üzerinde dönerek hareket etmek Fıçı yuvarlanıyor. 2) Dökülerek düşmek Bu hayvancıklara bakarken gözlerimden yaşların yuvarlandığını ve toplandığını duydum. M. Ş. Esendal 3) Devrilmek, düşmek Kapı açılır açılmaz yüzükoyun ve kaskatı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
teker meker yuvarlanmak — 1) döne döne yuvarlanmak 2) iyi durumda olan bir kişi durumunu birdenbire yitirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
tepetakla gitmek (veya yuvarlanmak) — hızlı bir biçimde toplumsal ve ekonomik durumu bozulmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
TEDEHRÜC — Yuvarlanmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TEMA'UK — Yuvarlanmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
tengerlenmek — yuvarlanmak … Beypazari ağzindan sözcükler
yuwlunmak — yuvarlanmak, kendi kendine yuvarlanmak. 112, 113 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
yufluşmak — yuvarlanmak. III, 105bkz: yuwlu şmak … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
yuwalmak — yuvarlanmak I, 397bkz: yuwulmak … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
yuwluşmak — yuvarlanmak III, 105bkz: y ırfluşmak … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
aşmak — yuvarlanmak engeli geçmek … Beypazari ağzindan sözcükler