Translation: from turkish
yükselmek
-
1 yükselmek
-
2 yükselmek
-
3 yükselmek
повыша́ться поднима́ться* * *1) высоко́ поднима́ться, возвыша́ться, выраста́тьartık güneş adamakıllı yükselmişti — со́лнце подня́ло́сь уже́ дово́льно высоко́
harareti yükseldi — у него́ подняла́сь температу́ра
2) увели́чиваться, расти́sesler yükseliyor — голоса́ станови́лись гро́мче
benim gözümde bu davranışıyla yükseldi — э́тим свои́м посту́пком он вы́рос в мои́х глаза́х
-
4 yükselmek
ашу; биегәй; күтәрелү; өскә чыгу; калкыну; калку; үсү; узып китү -
5 yükselmek
повышаться, подниматься, увеличиватьсяİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > yükselmek
-
6 yükselmek
v. arise, ascend, be in the ascendant, be in the ascendent, climb, escalate, gain, go up, harden, heighten, improve, louden, nose up, get one's promotion, rear up, rise, scale up, soar, steepen, step up, sublime, swell, tower, upheave, upsurge -
7 yükselmek
bilind bûn--------bilindbûn--------hilketin--------rabûn -
8 yükselmek
1. 升起, 升高: Evin bacasından dumanlar yükseliyor. 炊烟从烟囱里冉冉升起。Uçurtma giderek yükseliyor. 风筝越飞越高。2. (得到)提高, 增强, 增多, 增大, 增加; (得到)加强, 发展; (得到)扩大, 壮大; 上涨, 上升: Hararet yükseldi. 温度升高了。Radyonun düğmesini çevirince ses yükseldi. 一拧收音机的旋钮, 声音就大了。3. 提升, 晋升, 升级: Çalışkan bir insan olan dayım görevinde giderek yükseliyor. 我的舅舅是一个勤奋的人, 他的职务在不断晋升。◇ yükselip alçalmak 时高时低, 时涨时落 -
9 yükselmek
возвыша́ться, поднима́ться, выраста́ть, увели́чиватьсяyükselip alçalmak — колеба́ться (о ценах и т. п.)
-
10 yükselmek
зыIэтын, лъагэу тетын -
11 yükselmek
ارتفعترفع -
12 yükselmek
-
13 yükselmek
"to rise, to ascend, to go up, to mount; to rise, to go up, to increase, to mount; to rise, to advance; (güneþ) to come up, to climb" -
14 yükselmek
"1. to rise, ascend. 2. to rise, increase, mount. 3. (for a voice) to get louder, rise in volume. 4. to rise (in someone´s estimation). 5. to rise, advance, be promoted; to better oneself, come up in the world. "
Look at other dictionaries:
yükselmek — nsz 1) Yükseğe çıkmak Derenin sağ tarafında yükselen tepenin yamaçları daha hafif eğimli, daha genişti. N. Cumalı 2) Fiyat, çoğalmak, artmak 3) Aşaması artmak 4) Unvan, rütbe vb. ilerlemek 5) mec. Güçlenmek, şiddetlenmek Sağdan soldan nargile… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ateşi çıkmak (veya yükselmek) — hasta vücut ısısı olağandan çok artmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
itila etmek — yükselmek, yücelmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
tefeyyüz etmek — yükselmek, ilerlemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
yoklamak — yükselmek, çıkmak III, 212, 221 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
yüksemek — yükselmek, uzamak, I, 320; II I, 306 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
RAKY — Yükselmek, terakki etmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
VAKL — Yükselmek. * Bir nesnenin üstüne çıkmak. * Mukul ağacı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
Ne mutlu Türküm diyene — (English: How happy is the one who says I am Turk ) is a guiding principle of the Kemalist education system of the Republic of Turkey. Mustafa Kemal (Atatürk) used this phrase in his speech delivered for the 10th Anniversary of the Republic of… … Wikipedia
tırmanmak — e 1) El ve ayaklarıyla tutunarak veya tırnaklarını iliştirerek dik bir yere çıkmak İçeride yer bulamayanlar, kahvenin yıkık duvarına tırmanıyorlardı. H. Taner 2) i Yokuş, merdiven vb. çıkmak Yokuşu biraz daha tırmandılar. P. Safa 3) Bitki,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
uçmak — 1. nsz, ar 1) Kuş, kanatlı böcek vb. hareketli kanatları yardımıyla havada düşmeden durmak, havada yol almak Biraz havalanıp bir başka kayaya kadar uçtu. S. F. Abasıyanık 2) Uçak vb. araçlar özel mekanizma ile yerden yükselmek, havada yol almak… … Çağatay Osmanlı Sözlük