Translation: from turkish
rivayet birleşik zamanı
-
201 birleşik öğe
macroelement -
202 bit zamanı
bit time -
203 boşaltma zamanı
takedown time -
204 bölge zamanı
zone time -
205 dengeleme zamanı
equilibrium time -
206 dizel zamanı
diesel cycle -
207 durdurma zamanı
stop time -
208 egzoz zamanı
exhaust stroke -
209 ekim zamanı
seed time -
210 emme zamanı
admission stroke -
211 genişleme zamanı
expansion stroke -
212 geçiş zamanı
transit time -
213 Greenwich ortalama güneş zamanı
Greenwich mean time -
214 güneş zamanı
solar time -
215 hasat zamanı
harvest -
216 hazırlık zamanı
set-up time, standby time -
217 hizmet zamanı
attended time, uptime -
218 iş zamanı
working stroke -
219 işlem zamanı
operation time, run time -
220 kanıtlama zamanı
proving time
Look at other dictionaries:
rivayet birleşik zamanı — is., dbl. Yalın zamanlı bir kiple miş ekinin birlikte kullanılmasından oluşan birleşik zaman: Gelmişmiş, gelecekmiş gibi … Çağatay Osmanlı Sözlük
birleşik — sf., ği Bir araya gelmiş, birleşmiş olan, müttehit Birleşik Sözler birleşik ad birleşik cümle birleşik fiil birleşik isim birleşik kap birleşik kelime bir … Çağatay Osmanlı Sözlük
rivayet — is., Ar. rivāyet 1) Söylenti O, yanıma oturarak kara haberlerden, kötü rivayetlerden bahsetti. F. R. Atay 2) Bir olay, bir haber veya sözü nakletme Rivayete göre, iğrenç, akla gelmez uğursuzluklar işlemişler. R. H. Karay Birleşik Sözler rivayet… … Çağatay Osmanlı Sözlük
birleşik zaman — is., dbl. Yalın zamanlı ve çekimli bir fiilin di (i di), miş (i miş,), se (i se) gibi ek fiil eklerinden birini alarak bildirdiği zaman: Sevdiydi (sevdi y di <sevdi+i di), sevecekmiş (sev ecek miş < sev ecek + i miş) sev er se (sev erse… … Çağatay Osmanlı Sözlük
zaman — is., Ar. zamān 1) Bir işin, bir oluşun içinde geçtiği, geçeceği veya geçmekte olduğu süre, vakit Zaman geçtikçe hafifleyecek yerde, daha ziyade ağırlaşan bir vicdan azabı duyarım. Ö. Seyfettin 2) Bu sürenin belirli bir parçası, vakit Efendiler,… … Çağatay Osmanlı Sözlük