Translation: from turkish to english
from english to turkishrivayet birleşik zamanı
-
1 hikâye birleşik zamanı
n. imperfect -
2 rivayet
,-ti 1. rumor, hearsay. 2. relating, passing on (something heard from someone else). - birleşik zamanı gram. a verb form modified by the addition of miş to show that the speaker infers that the action has happened, is happening, or will happen. - etmek /ı/ to relate, pass on (something heard from someone else). -
3 hikâye
1. story, tale, narrative, narration. 2. lit. short story. 3. tall story, whopper. 4. colloq. situation, state of affairs. - birleşik zamanı any compound tense formed by adding a past tense suffix to a verb already containing a tense ending (e.g. gelirdim, geliyordum, gelmiştim, gelecektim). - etmek /ı/ to tell, relate, recount. -
4 koşul
condition, provision, stipulation. - birleşik zamanı gram. conditional mood. -
5 plâk çalma zamanı
plâk çalma zamanı (radyo)n. needle time -
6 aletli uçuş zamanı
instrument flight time -
7 amerika birleşik devletleri
n. Uncle Sam, United States, United States of America, States* * *1. confederate states of america 2. united states of america 3. usa -
8 atlantik zamanı
atlantic time -
9 bağlanma zamanı
connect time -
10 barış zamanı
peacetime -
11 başlangıç zamanı
1. prime time 2. time of origin -
12 birleşik
adj. united, joint, connected, conjoint, combined, adjunctive, confederate, conjugate, conjunct, federate, integrated, jointed, unified* * *1. conjunctive 2. united (adj.) 3. conjoint (adj.) 4. federate (adj.) 5. incorporated (adj.) -
13 birleşik alan kuramı
unified field theory -
14 birleşik amerika bayrağı
stars and stripes -
15 birleşik anahtar
composite key -
16 birleşik arap cumhuriyeti
united arab republic -
17 birleşik arap emirliği
united arab emirates -
18 birleşik dağılım
joint distribution -
19 birleşik devletler
1. united states 2. United States -
20 birleşik giriş kutusu
1. combination box 2. combo box
Look at other dictionaries:
rivayet birleşik zamanı — is., dbl. Yalın zamanlı bir kiple miş ekinin birlikte kullanılmasından oluşan birleşik zaman: Gelmişmiş, gelecekmiş gibi … Çağatay Osmanlı Sözlük
birleşik — sf., ği Bir araya gelmiş, birleşmiş olan, müttehit Birleşik Sözler birleşik ad birleşik cümle birleşik fiil birleşik isim birleşik kap birleşik kelime bir … Çağatay Osmanlı Sözlük
rivayet — is., Ar. rivāyet 1) Söylenti O, yanıma oturarak kara haberlerden, kötü rivayetlerden bahsetti. F. R. Atay 2) Bir olay, bir haber veya sözü nakletme Rivayete göre, iğrenç, akla gelmez uğursuzluklar işlemişler. R. H. Karay Birleşik Sözler rivayet… … Çağatay Osmanlı Sözlük
birleşik zaman — is., dbl. Yalın zamanlı ve çekimli bir fiilin di (i di), miş (i miş,), se (i se) gibi ek fiil eklerinden birini alarak bildirdiği zaman: Sevdiydi (sevdi y di <sevdi+i di), sevecekmiş (sev ecek miş < sev ecek + i miş) sev er se (sev erse… … Çağatay Osmanlı Sözlük
zaman — is., Ar. zamān 1) Bir işin, bir oluşun içinde geçtiği, geçeceği veya geçmekte olduğu süre, vakit Zaman geçtikçe hafifleyecek yerde, daha ziyade ağırlaşan bir vicdan azabı duyarım. Ö. Seyfettin 2) Bu sürenin belirli bir parçası, vakit Efendiler,… … Çağatay Osmanlı Sözlük