Translation: from turkish to german
from german to turkishrivayet birleşik zamanı
-
1 hikâye birleşik zamanı
ling Plusquamperfekt nt -
2 rivayet
-i rivayet etmek berichten A;rivayet birleşik zamanı GR erzählende Vergangenheit, miş-Form f, z.B.: yapıyormuş er soll gerade dabei (gewesen) sein, es zu machen -
3 birleşik
birleşik vereinigt; GR Verb usw zusammengesetzt;Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Vereinigte Staaten von Amerika (USA) -
4 barış zamanı
-
5 birleşik
polimer \birleşikler polymere VerbindungenII adj1) zusammengesetzt\birleşik bir kelime ein zusammengesetztes Wort2) vereinigtB\birleşik Arap Emirlikleri Vereinigte Arabische Emirate -
6 birleşik kelime
-
7 çocukluk zamanı
Kindheit f, Kindesalter nt -
8 erişim zamanı
-
9 hac zamanı
-
10 iş zamanı
Arbeitszeit f -
11 rivayet
-
12 şartlı birleşik cümle
-
13 şartlı birleşik zaman
ling Konditionalis m -
14 tatil zamanı
ohne pl Ferienzeit f -
15 yıldız zamanı
-
16 ziyaret zamanı
Besuchszeit f -
17 ABD
-
18 aman
aman [-mɑːn] Hilfe!; Gnade!, Erbarmen!; ach bitte!; öfke, bıkkınlık zum Kuckuck!; uyarı Vorsicht! lieber nicht!; o weh!;aman (da) ne güzel şey! Donnerwetter, wie ist das schön!;aman Allahım hilf mir Gott!;aman beni rahat bırak! zum Kuckuck, lass mich in Ruhe!;aman bir daha yapmam verzeih, ich tu’s nicht wieder;aman (zaman) dilemek um Gnade bitten;aman efendim … stellen Sie sich mal vor!, also so was!;b-ne aman vermek jemanden begnadigen;b-ne aman vermemek jemandem keine Ruhe geben;aman vermez schonungslos;aman ne yaptım! o weh, was habe ich getan!;amanı zamanı yok da gibt’s kein Wenn und kein Aber -
19 Amerika
Ame'rika A'merika n;Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Vereinigte Staaten von Amerika (USA) -
20 dikim
dikim1: dikim zamanı Pflanzzeit fdikim2 Schnitt m, Fasson f
Look at other dictionaries:
rivayet birleşik zamanı — is., dbl. Yalın zamanlı bir kiple miş ekinin birlikte kullanılmasından oluşan birleşik zaman: Gelmişmiş, gelecekmiş gibi … Çağatay Osmanlı Sözlük
birleşik — sf., ği Bir araya gelmiş, birleşmiş olan, müttehit Birleşik Sözler birleşik ad birleşik cümle birleşik fiil birleşik isim birleşik kap birleşik kelime bir … Çağatay Osmanlı Sözlük
rivayet — is., Ar. rivāyet 1) Söylenti O, yanıma oturarak kara haberlerden, kötü rivayetlerden bahsetti. F. R. Atay 2) Bir olay, bir haber veya sözü nakletme Rivayete göre, iğrenç, akla gelmez uğursuzluklar işlemişler. R. H. Karay Birleşik Sözler rivayet… … Çağatay Osmanlı Sözlük
birleşik zaman — is., dbl. Yalın zamanlı ve çekimli bir fiilin di (i di), miş (i miş,), se (i se) gibi ek fiil eklerinden birini alarak bildirdiği zaman: Sevdiydi (sevdi y di <sevdi+i di), sevecekmiş (sev ecek miş < sev ecek + i miş) sev er se (sev erse… … Çağatay Osmanlı Sözlük
zaman — is., Ar. zamān 1) Bir işin, bir oluşun içinde geçtiği, geçeceği veya geçmekte olduğu süre, vakit Zaman geçtikçe hafifleyecek yerde, daha ziyade ağırlaşan bir vicdan azabı duyarım. Ö. Seyfettin 2) Bu sürenin belirli bir parçası, vakit Efendiler,… … Çağatay Osmanlı Sözlük