Translation: from french to turkish
- From french to:
- Turkish
koyu renkler
-
1 foncé
-
2 foncée
-
3 agressif
-
4 agressive
-
5 évoquer
v t1 çağrıştırmak2 düşündürmek◊Ces couleurs évoquent le sud. — Bu renkler güneyi düşündürüyor.
3 parler de söz etmek -
6 fade
-
7 fumé
-
8 fumée
-
9 gai
-
10 gaie
-
11 jurer
Iv t1 sous serment yemin etmek2 affirmer inandırmak istemekIIv i1 blasphémer küfretmek2 ne pas s'assortir uyuşmamak -
12 marier
-
13 marron
-
14 plutôt
1 -den çok◊Lis plutôt ce livre. — Ondan çok şu kitabı oku.
2 daha doğrusu◊C'est plutôt rose foncé. — Daha doğrusu koyu pembe bu.
3 daha çok◊C'est plutôt triste. — Bu daha çok acıklı sayılır.
-
15 primaire
-
16 proche
-
17 relier
v t1 bağlamak◊Ce chemin relie les deux villages. — Bu yol iki köyü birbirine bağlıyor.
2 fig ilişki kurmak3 un ouvrage ciltlemek -
18 sombre
1 sans lumière karanlık [kaɾan'ɫɯk]◊Il fait sombre. — Hava karanlık.
2 couleur koyu [ko'ju]3 fig hüzünlü -
19 trancher
-
20 turquoise
Look at other dictionaries:
renk — is., gi, Far. reng 1) Cisimler tarafından yansılanan ışığın gözde oluşturduğu duyum Birisi sütsüz çikolata renginde, uzun boylu, geniş omuzlu, Amerikan boksörlerine benziyordu. A. Gündüz 2) mec. Nitelik İşin rengi değişti. Birleşik Sözler renk… … Çağatay Osmanlı Sözlük
boğmak — 1. is., ğı Boğum yeri 2. i, ar 1) Bir canlıyı, soluk almasına engel olarak öldürmek Zavallıyı az kalsın gırtlağından yakalayıp boğacaktı. Y. K. Karaosmanoğlu 2) El, ip vb. ile bir şeyi çepeçevre sıkmak 3) Motorlu taşıtlarda fazla yakıt, motoru… … Çağatay Osmanlı Sözlük