Translation: from turkish
etli meyve
-
161 meyve ağacı
fruiter -
162 meyve bahçesi
orchard -
163 meyve eti
pulp -
164 meyve salatası
fruit salad -
165 meyve satıcısı
fruiterer -
166 meyve sepeti
fruit basket -
167 meyve suyu
fruit juice, crush, cordial -
168 meyve vermek
to fruit -
169 meyve çekirdeği
stone -
170 meyve özü
pulp -
171 meyve şekeri
fruit sugar, fructose -
172 çekirdekli meyve
stone fruit -
173 meyve
"1. fruit. 2. fruit, product; return, profit. - şekeri fructose, fruit sugar; levulose. - vermek to fruit, bear fruit, produce fruit." -
174 meyve
meyvə -
175 vakitsiz
1.несвоевре́менныйvakitsiz iş — несвоевре́менная рабо́та
vakitsiz meyve — несезо́нные фру́кты
2.vakitsiz ölüm — безвре́менная кончи́на
не во́время -
176 yenmek
обы́грывать переборо́ть поборо́ть* * *I - er -i1) победи́ть, вы́играть2) сде́рживать; подавля́ть; преодолева́тьkorkuyu yenmek — поборо́ть страх
II - eröfkesini yenemedi — он не смог сдержа́ть гне́ва
1) быть съе́денным, съеда́тьсяbu meyve yenmez — э́тот плод несъедо́бен
2) сна́шиваться, стира́тьсяceketin dirseği yenmiş — ло́коть у пиджака́ протёрся
topukları yenmiş iskarpinler — ту́фли со сно́шенными каблука́ми
•• -
177 zeytinsi
-
178 bahçe
сад, сквер- botanik bahçe
- çatı bahçesi
- dam bahçesi
- hayvanat bahçesi
- ingiliz tarzı bahçe
- kaya bahçesi
- kış bahçesi
- küçük bahçe
- meyve bahçesiİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > bahçe
-
179 çekirdek
n. seed, pit, kernel, stone, nucleus, core, core memory, cystoblast, hard core, hard pan--------çekirdek (meyve)n. stone* * *1. core 2. kernel 3. nucleus 4. pip 5. seed 6. core (n.) -
180 vermek
v. accord, allow, assign, bear, bestow, bring in, cede, come across with, confer, contribute, dedicate, deliver, deliver up, dispose of, distribute, donate, endow, extend, furnish, give, give away, give in, grant, hand, hand in, hand out, hand over--------vermek (ceza)v. bring--------vermek (ilan)v. insert--------vermek (meyve)v. produce--------vermek (parti vb.)v. throw--------vermek (patent)v. charter--------vermek (sipariş)v. place--------vermek (ödül vb.)v. adjudge--------vermek (ödül)v. award--------vermek (örnek)v. adduce* * *give
Look at other dictionaries:
etli meyve — is., bit. b. Ortası etli ve sulu olan yemiş … Çağatay Osmanlı Sözlük
etli — sf. 1) İçinde et bulunan 2) Eti çok olan Etli koyun. 3) Dolgun, kalın ... aşağıya sarkan kalın, etli, ıslak dudakları vardı. Y. K. Karaosmanoğlu 4) Yenecek kısmı çok olan (meyve) Etli, lezzetli bir zeytin. Birleşik Sözler etli bitki etli butlu e … Çağatay Osmanlı Sözlük
meyve — is., bit. b., Far. mīve 1) Bitkilerde çiçeğin döllenmesinden sonra yumurtalığın gelişmesiyle oluşan tohumları taşıyan, genellikle yenebilen organ, yemiş 2) mec. Ürün, sonuç, kâr Mektebimizin şapirografla basılan haftalık Fidan ında, en güzel… … Çağatay Osmanlı Sözlük
meyve ortası — is., bit. b. Yemişlerin meyve dışı ve meyve içi arasında bulunan sulu ve etli bölümü … Çağatay Osmanlı Sözlük
sırık domatesi — is., bit. b. Dalları sırıkla desteklenerek yetiştirilen, iri, düzgün ve etli meyve veren bir tür domates … Çağatay Osmanlı Sözlük
Gastronomía de Turquía — Pizza turca o Lahmacun preparada y con todos sus ingredientes. La gastronomía de Turquía corresponde al conjunto de costumbres culinarias de los habitantes de las regiones de Turquía. La cocina de Turquía es muy conocida en la actualidad y parece … Wikipedia Español
ezme — is. 1) Ezmek işi 2) Sebze veya yemiş ezilerek yapılan yiyecek Sıkınca içinden vıcık vıcık balık ezmeleri, kaz ciğerleri çıkan tüpler... Y. Z. Ortaç 3) Bitkilerin etli ve yumuşak kısımlarını macun kıvamına getirmek üzere parçalama, katı ve telsel… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kiraz — is., bit. b., Rum. 1) Gülgillerden, ılıman iklimlerde yetişen bir meyve ağacı (Cerasus avium) 2) Bu ağacın kırmızı veya beyaz renkte, etli, sulu, tek çekirdekli meyvesi Tabaktan ikişer kiraz daha alıyoruz. Y. Z. Ortaç Birleşik Sözler kiraz elması … Çağatay Osmanlı Sözlük