Translation: from turkish to arabic
from arabic to turkishetli meyve
-
1 etli
أبجربدينجريمجسامجسيمربيلسمينشحيمضخملحملحيم -
2 meyve
فاكهة -
3 etli
1. أبجر [أَبْجَر]Anlamı: eti çok olan, şişman2. بدين [بَدِين]Anlamı: eti çok olan, şişman3. جريم [جَريم]Anlamı: eti çok olan, şişman4. جسام [جُسَام]Anlamı: eti çok olan, şişman5. جسيم [جَسِيم]Anlamı: eti çok olan, şişman6. ربيل [رَبِيل]Anlamı: eti çok olan, şişman7. سمين [سَمِين]Anlamı: eti çok olan, şişman8. شحيم [شَحِيم]Anlamı: eti çok olan, şişman9. ضخم [ضَخْم]Anlamı: eti çok olan, şişman10. لحم [لَحِم]Anlamı: eti çok olan, şişman11. لحيم [لَحِيم]Anlamı: eti çok olan, şişman -
4 meyve
فاكهة [فاكِهَة]Anlamı: yemiş, ürün, sonuç -
5 çekirdek
1. بزرة [بِزْرَة]2. نواة [نَوَاة] -
6 çenek
1. فلق [فِلْق]2. فلقة [فِلْقَة] -
7 dondurma
دندرما [دُنْدُرْمَا] -
8 hoşaf
خشاف [خُشَاف] -
9 jöle
1. بلوظة [بَلُوظَة]Anlamı: meyve suyunun şekerle kaynatılmasıyla istenilen yoğunlukta elde edilmiş şekerleme2. جلاتين [جِلَاتِين]Anlamı: meyve suyunun şekerle kaynatılmasıyla istenilen yoğunlukta elde edilmiş şekerleme -
10 kabzımal
1. دلال [دَلَّال]Anlamı: meyve ve sebze ücreticileri ile arasında aracılık eden kimse, komisyoncu2. سمسار [سمسار]Anlamı: meyve ve sebze ücreticileri ile arasında aracılık eden kimse, komisyoncu -
11 kalın
1. أبجر [أَبْجَر]Anlamı: etli, dolgun2. بدين [بَدِين]Anlamı: etli, dolgun3. ثخين [ثَخِين]4. جريم [جَريم]Anlamı: etli, dolgun5. جسام [جُسَام]Anlamı: etli, dolgun6. جسيم [جَسِيم]Anlamı: etli, dolgun7. حرش [حَرِش]8. خشن [خَشِن]9. غليظ [غَلِيظ] -
12 kefal
بوري [بُورِيّ]Anlamı: kefalgillerden, beyaz etli bir balık -
13 limon
ليمون [لَيْمُون]Anlamı: sarı renkli, kabuğu kokulu, suyu ekşi meyve -
14 manav
خضري [خُضَرِيّ]Anlamı: meyve ve sebze satan kimse -
15 meyveci
فاكهاني [فاكِهَانِيّ] -
16 pişmek
-
17 sera
دفيئة [دَفِيئَة] -
18 şarap
خمر [خَمْر] -
19 şerbet
1. شراب [شَرَاب]2. شربات [شَرَبات] -
20 turşu
طرشي [طُرْشِي]
Look at other dictionaries:
etli meyve — is., bit. b. Ortası etli ve sulu olan yemiş … Çağatay Osmanlı Sözlük
etli — sf. 1) İçinde et bulunan 2) Eti çok olan Etli koyun. 3) Dolgun, kalın ... aşağıya sarkan kalın, etli, ıslak dudakları vardı. Y. K. Karaosmanoğlu 4) Yenecek kısmı çok olan (meyve) Etli, lezzetli bir zeytin. Birleşik Sözler etli bitki etli butlu e … Çağatay Osmanlı Sözlük
meyve — is., bit. b., Far. mīve 1) Bitkilerde çiçeğin döllenmesinden sonra yumurtalığın gelişmesiyle oluşan tohumları taşıyan, genellikle yenebilen organ, yemiş 2) mec. Ürün, sonuç, kâr Mektebimizin şapirografla basılan haftalık Fidan ında, en güzel… … Çağatay Osmanlı Sözlük
meyve ortası — is., bit. b. Yemişlerin meyve dışı ve meyve içi arasında bulunan sulu ve etli bölümü … Çağatay Osmanlı Sözlük
sırık domatesi — is., bit. b. Dalları sırıkla desteklenerek yetiştirilen, iri, düzgün ve etli meyve veren bir tür domates … Çağatay Osmanlı Sözlük
Gastronomía de Turquía — Pizza turca o Lahmacun preparada y con todos sus ingredientes. La gastronomía de Turquía corresponde al conjunto de costumbres culinarias de los habitantes de las regiones de Turquía. La cocina de Turquía es muy conocida en la actualidad y parece … Wikipedia Español
ezme — is. 1) Ezmek işi 2) Sebze veya yemiş ezilerek yapılan yiyecek Sıkınca içinden vıcık vıcık balık ezmeleri, kaz ciğerleri çıkan tüpler... Y. Z. Ortaç 3) Bitkilerin etli ve yumuşak kısımlarını macun kıvamına getirmek üzere parçalama, katı ve telsel… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kiraz — is., bit. b., Rum. 1) Gülgillerden, ılıman iklimlerde yetişen bir meyve ağacı (Cerasus avium) 2) Bu ağacın kırmızı veya beyaz renkte, etli, sulu, tek çekirdekli meyvesi Tabaktan ikişer kiraz daha alıyoruz. Y. Z. Ortaç Birleşik Sözler kiraz elması … Çağatay Osmanlı Sözlük