Translation: from turkish
er evlenen döl alır
-
1 döl
is.1. 后裔, 子孙, 后辈, 代: Büyük ana, büyük baba ile bunlarin çocukları ve torunları birbiri arkasından gele 3 döl meydana getirirler. 祖父母及其子孙加起来一共3代人。2. 胚, 胚胎; 胎, 胎儿; 胚芽, 子房◇ \döl almak 1) 得子: Erken kalkan yol alır, er evlenen döl alır. 成́ 早起早赶路, 早婚早得子; 天上不会掉馅饼, 好吃懒做难立家。 2) 配种, 良种配马 \döl döş 子孙, 子女, 后代: Öyle ya: senin dölün yok, döşün yok! Bekâra karı boşaması kolaydır. 当然, 你无儿无女, 站着说话不腰疼! \döl tutmak (动物)坐胎, 怀胎, 受孕 \döl vermek 产仔, 繁殖: Doru on iki yaşında son dölünü verdi. 栗色马在它12岁时产下了最后一仔。 2) (植物)产籽, 结果 -
2 döl
döl skırık \dölü uneheliche(s) Kinderken kalkan yol alır, er evlenen \döl alır ( prov) Morgenstunde hat Gold im Munde -
3 erken
s. ve zf.1. 早: Sabahın erken saatiydi. Güneş yeni doğuyordu. 清早时分, 旭日东升。Sabahları erken kalkarım. 我每天早晨很早就起床。Yaz günleri ortalık çok erken ağarıyor. 夏季天亮得很早。2. (比规定的时间)早些: Bu sabah çok erken kalkmıştı. 今天早晨他起得很早。Erken dönecektim, Ali lâfa tuttu, geciktim. 我本来可以早点儿回来的, 可是被阿里叫住说了几句话, 来晚了。3. 尽早: Çocuklarını, evde her şeyin yolunda olmasını isteyen bizleri düşünmeli; elinden geldiğince erken evlenmelisin. 为你的孩子, 也为我们这些希望家里万事如意的人想想, 你应该尽早结婚。◇ \erken bunama 医́ 精神分裂症◆ Erken kalkan yol alır, er evlenen döl alır. 早起早赶路, 早婚早得子; 天上不会掉馅饼, 好吃懒做难立家。Erken kalktım işime, şeker kattım aşıma. 早起早做早得益。 -
4 er
er s\ere gitmek [o varmak] heiratenkızı \ere vermek die Tochter verheiraten\er geç früher oder später\er sabah kalkmak morgens früh aufstehenerken kalkan yol alır, \er evlenen döl alır ( prov) Morgenstunde hat Gold im Munde -
5 erken
1) früh\erken kalkan yol alır, er evlenen döl alır ( prov) Morgenstunde hat Gold im Mundeakşamın \erken saatlerinde am frühen Abenddaha \erken es ist noch frühdaha \erken olmaz früher geht's nichtmümkün olduğu kadar \erken so früh wie möglich2) eherne kadar \erken gelirsen... je eher du kommst,...ne kadar \erken olursa o kadar iyi olur je eher, desto besser -
6 kalkan
kalkan s1. part. präs. von → kalkmakerken \kalkan yol alır, er evlenen döl alır ( prov) Morgenstunde hat Gold im Munde2. 1) Schild m -
7 döl
1) биол. эмбрио́н, [утро́бный] плод, заро́дышdöl kesesi — [вну́тренняя] заро́дышевая оболо́чка, амнио́н
2) род, пото́мство; поколе́ние••- döl vermek -
8 döl döş
пото́мство, пото́мкиdöl döş sahibi olmak — име́ть дете́й, вну́ков
-
9 döl
döl döş fam Nachkommenschaft f;döl vermek Junge werfen; BOT Frucht tragen -
10 döl
ber--------dol--------tov -
11 döl yatağı
is. 解́ 子宫: \döl yatağı hareketsizliği 医́ 子宫无力 -
12 alır
-
13 alır almaz
-
14 döl eşi
-
15 döl kesesi
-
16 döl yatağı
-
17 döl yolu
döl yolu sScheide f -
18 döl yolu
مهبل [مَهْبِل] -
19 döl almak
получа́ть пото́мство -
20 döl eşi
после́д, де́тское ме́сто
Look at other dictionaries:
erken kalkan yol alır, er evlenen döl alır — yapacakları işlere erken başlayanlar kazançlı çıkarlar anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
erken — zf. 1) Vaktinden önce, alışılan zamandan önce, er, geç karşıtı Sakın geç kalma, erken gel. A. Rasim 2) Sabahın ilk saatleri Birleşik Sözler erken bahar erken bunama erken uyarı Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller erken kalkan yol alır, er evlenen… … Çağatay Osmanlı Sözlük