Translation: from turkish
durum
-
1 durum
позиция, положение, состояние, обстановка- çalışma durumu
- denge durumu
- denk durum
- normal durum
- sabit durum
- sıfır durumu
- yansız durum
- yoğun nüfüs durumuİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > durum
-
2 durum
is.1. 局势, 形势, 局面: Durumu çok kötü görüyor. 他认为形势糟透了。2. 情况, 状况, 状态: gelir ve gider \durumu 收支状况 savaş \durumu 战争状态3. 地位, 处境, 境况, 境遇: nazik \durum 微妙的处境 Durumunuzu anlıyorum, çünkü aynı şey bizim de başımızda. 我理解你们的处境, 因为我们都一样。Çocukları da işe girince durumları oldukça genişledi. 孩子们一参加工作, 他们的境遇大大好转了。4. 举止, 风度: Durumundan iyi bir insan olduğu anlaşılıyor. 从他的言谈举止来看, 他是一个好人。5. 姿态, 态度6. 姿式7. 语́ 格: belirtme \durumu 宾格 kalma \durumu 位格 yönelme \durumu 向格 çıkma \durumu 从格 yalın \durumu 原格 tamlayan \durumu 所有格◇ \durum almak 1) 具有某种形式, 处于某种状态 2) 采取某种态度 \durum ortacı 语́ 形动词 \durum ulacı 语́ 副动词 \durumda olmak 能做, 会做: Karar verecek durumda değilim. 我不能做出决定。\durumu bozulmak 处境恶化 \durumu düzelmek 处境好转 \durumuna düşmek 沦落为, 处于某种境地 \durumunda olmak (或 bulunmak) 不得不, 必须: Bugünlerde masraftan kısmak durumundayız. 眼下我们不得不节省开支。 -
3 durum
положе́ние (с) ситуа́ция (ж) состоя́ние (с)* * *1) положе́ние, обстано́вка, ситуа́цияgüç bir duruma düşmek — попа́сть в затрудни́тельное положе́ние
siyaso durum — полити́ческая обстано́вка
2) состоя́ниеhava durumu — состоя́ние пого́ды
sağlık durumu — состоя́ние здоро́вья
sağlık durumu dolayısıyla — по состоя́нию здоро́вья
sihho durum — санита́рное состоя́ние
yolların durumu — состоя́ние доро́г
durumda olmak — быть в состоя́нии (что-л. сделать)
karar verecek durumda değilim — я не в состоя́нии приня́ть реше́ние
3) вид, фо́рмаmesele siyasî bir durum almıştı — вопро́с при́нял полити́ческую окра́ску
-
4 durum
durum almak Stellung nehmen; eine bestimmte Haltung einnehmen;… duruma gelmek … werden;güç bir duruma düşmek in eine schwierige Lage geraten;iktisaden bağımsız duruma gelmek wirtschaftlich unabhängig werden;geçim durumu Lebensbedingungen f/pl;hastanın durumu der Zustand des Kranken;hava durumu Wetterlage f;sağlık durumu Gesundheitszustand m;sıhhî durum sanitäre Verhältnisse n/pl;-in kaybolması durumunda im Falle des Verlustes G/von -
5 dürüm
dürüm dürüm zusammengerollt; deftig -
6 durum
vəziyyət, şərait, hal; buhranlı durum – böhran vəziyyəti; coğrafi durum – coğrafi şərait; hava durumu – hava şəraitidurum, hal, şərait, vəziyyət -
7 durum
durum s1) Situation f; (hava \durumu) Lage fiçinden çıkılmaz bir \durum eine ausweglose Lage2) (sağlık \durumu) Zustand m\durumu düzeldi sein Zustand hat sich gebessertacınacak \durumda bulunmak sich in einem bedauernswerten Zustand befinden3) Fall mbu \durumda in diesem Fall\durumdan \duruma von Fall zu Fallnankör olma \durumu undankbare Beschaffenheit -
8 dürüm
is.1. 卷, 叠, 折: Halıcının dürümu sıkı olmuş. 地毯商(把地毯)卷得很紧。2. 卷状物, 多层的东西3. 薄饼抹上黄油奶酪等卷成筒状4. 褶, 褶痕5. 层: bir \dürüm kaymak一层奶油 -
9 dürüm
-
10 dürüm
положе́ние (с) ситуа́ция (ж) состоя́ние (с)* * *1) свёрток ( в форме цилиндра)2) скла́дка ( на одежде)3) бли́нчики с начи́нкой -
11 durum
вакыйга; вәзгият; хәл -
12 durum
n. condition, situation, state, circumstance, case, position, status, attitude, score, occasion, state of affairs, ball game, conjuncture, context, estate, event, fact, fettle, footing, instance, lay, lie, pass, plight, posture, repair, set* * *1. case 2. circumstance 3. condition 4. instance 5. layup 6. situation 7. state 8. status -
13 durum
asûn--------awa--------barîdox--------hal--------pergal--------rewş -
14 dürüm
balûle -
15 durum
Vəziyyət; hal; şərait -
16 durum
klauzula; kondycja; okoliczność; położenie; przypadek; stan; warunek; wypadek -
17 durum
1) положе́ние; состоя́ние; обстано́вка2) вид; фо́рма -
18 durum(u)
изэрэщыт/ зэрыщыт, ИЩЫТЫКI(Э) -
19 dürüm
-
20 durum
зэрэщытыр, зытетыр
Look at other dictionaries:
durum — [door′əm, dyoor′əm, dʉr′əm] n. 〚ModL < L, neut. of durus, hard: see DURESS〛 a hard emmer wheat (Triticum durum) that yields flour and semolina used in macaroni, spaghetti, etc. * * * du·rum (do͝orʹəm, dyo͝orʹ , dûrʹ , dŭrʹ ) n. A hardy wheat… … Universalium
durum — species of wheat, 1908, from L. durum, neut. of durus hard (see ENDURE (Cf. endure)). The seeds are tough … Etymology dictionary
durum — dùrum m DEFINICIJA agr. vrsta pšenice koja se upotrebljava u izradi tjestenine ETIMOLOGIJA nlat. (triticum) durum: tvrda pšenica … Hrvatski jezični portal
durum — [door′əm, dyoor′əm, dʉr′əm] n. [ModL < L, neut. of durus, hard: see DURESS] a hard emmer wheat (Triticum durum) that yields flour and semolina used in macaroni, spaghetti, etc … English World dictionary
Durum — This article is about the breed of wheat. For the bread used to wrap a döner kebab, see taboon bread. Durum wheat Durum wheat Scientific classification Kingdom … Wikipedia
durum — is. 1) Bir şeyin içinde bulunduğu koşulların hepsi, vaziyet, hâl, keyfiyet, mevki, pozisyon Genel Sekreter, kazadaki sıtma durumu hakkında verdiğim uzun tafsilattan pek memnun kaldı. R. N. Güntekin 2) Duruş biçimi, konum 3) Bireyin toplum… … Çağatay Osmanlı Sözlük
Dürüm — Kebab dans un dürüm Le dürüm est un kebab où le pain est remplacé par une galette turque[1]. Le dürüm, mot d origine turque qui veut dire littéralement « enroulade » signifie plus globalement toute sorte de préparation enroulée da … Wikipédia en Français
Dürüm — Dönerfleisch am Spieß Döner mit Pide … Deutsch Wikipedia
Dürüm — Un dürüm extendido y ya preparado para contener una porción de carne picada … Wikipedia Español
dürüm — is. 1) Dürme, silindir biçiminde kıvırma 2) hlk. İçine türlü katıklar konularak sarılmış yufka ekmeği veya ince pide Birleşik Sözler dürüm dürüm dürüm ekmeği … Çağatay Osmanlı Sözlük
Dürüm — A dürüm (Turkish for roll ) is a Turkish wrap having döner kebab as filling. The wrap is made from lavash or yufka flatbread, similar to the Mexican tortilla.In Belgium, it is filled with meat, and sometimes also fries and salad, topped by one of … Wikipedia