asansöre binmek

prendre l'ascenseur — asansöre binmek

prendre l'autobus — otobüse binmek

prendre un autre train — başka bir trene binmek

faire autre chose — başka bir şey yapmak

Je te verrai une autre fois. — Seni başka zaman göreceğim.

Tu veux un autre café ? — Bir kahve daha ister misin ?

Les autres ne sont pas encore arrivés. — Öbürleri daha gelmediler.

C'est quelqu'un d'autre. — O bir başkası.

rien d'autre — başka istemez

ni l'un ni l'autre — ne biri ne öbürü

prendre l'avion — uçağa binmek

voyager en avion — uçak yolculuğu yapmak

prendre le bac — araba vapuruna binmek, salla geçmek

le bac à légumes d'un réfrigérateur — buzdolabının sebze koruma bölümü

avoir son bac — liseyi bitirmek

bateau à voiles / à moteur — yelkenli gemi

prendre le bateau — gemiye binmek

faire de la bicyclette — bisiklete binmek

le bord de mer — deniz kıyısı

le bord d'un chapeau — bir şapkanın siperliği

au bord de la route — yolun kenarı

monter à bord d'un bateau — bir gemiye binmek

prendre le bus — otobüse binmek

monter à cheval — ata binmek

faire du cheval — atçılık

des légumes crus — çiğ sebzeler

des détails crus — açık saçık ayrıntılar

des légumes crus — çiğ sebzeler

des détails crus — açık saçık ayrıntılar

être dans le salon — salonda olmak

monter dans le bus — otobüse binmek

lire dans le journal — gazete okumak

être dans une situation difficile — güç durumda olmak

Elle arrive dans une semaine. — Bir haftada gelecek.

Je reviens dans un instant. — Kısa sürede dönerim.

Cela vaut dans les trente euros. — Bu aşağı yukarı otuz euro eder.

embarquer des passagers / des marchandises — yolcu, yük bindirme

Il a embarqué mon stylo. — Dolmakalemimi aldı.

Les passagers vont embarquer. — Yolcular binecekler.

faire un tour de manège — atlı karıncaya binmek

manège couvert — kapalı at eğitimi yeri

prendre le métro — metroya binmek

Il est monté à l'arbre. — Ağaca çıktı

monter sur une chaise — bir iskemlenin üstüne çıkmak

L'eau monte. — Su yükseliyor.

Les prix montent. — Fiyatlar artıyor.

monter dans sa voiture — kendi arabasına binmek

monter dans le train — trene binmek

monter sur un bateau — bir gemiye binmek

monter une côte — yokuş çıkmak

monter les marches — merdiven çıkmak

monter qqch au grenier — bir şeye tavan arasına çıkartmak

monter un meuble — bir mobilyayı kurmak

monter le son — sesi yükseltmek

monter un coup — bir dümen peşinde olmak

passerelle au-dessus d'une rivière — ber ırmağın üstündeki küçük köprü

monter dans l'avion par la passerelle — uçak merdiveninden uçağa binmek