Translation: from english
- From english to:
- All languages
- Mari
- Turkish
- Uighur
Azap
-
1 pain
n. ağrı, acı, azap, elem, dert, ızdırap, sancı, sızı, eziyet, emek, zahmet, ceza————————v. acıtmak, canını yakmak, üzmek, eziyet etmek* * *1. acı çek (v.) 2. acı (n.)* * *[pein] 1. noun(hurt or suffering of the body or mind: a pain in the chest.) ağrı, acı2. verb(to cause suffering or upset to (someone): It pained her to admit that she was wrong.) acı vermek, üzmek- pained- painful
- painfully
- painless
- painlessly
- painkiller
- painstaking
- a pain in the neck
- take pains -
2 sting
n. iğne (arı vs.), acı söz, ısırgan otu tüyü, batma, yakma, acı, azap, sızı, ızdırap, ısırma, zehir dişi, sokma yarası, şiddet, güç, iğne————————v. sokmak (arı vs.), ısırmak, sızlatmak, acıtmak, canını yakmak, incitmek, kırmak, sokmak, kışkırtmak, tahrik etmek, kazıklamak, içine oturmak, koymak, sızlamak, acımak, yanmak, acı olmak, acı çekmek* * *1. sok (v.) 2. iğne (n.)* * *1. [stiŋ] noun1) (a part of some plants, insects etc, eg nettles and wasps, that can prick and inject an irritating or poisonous fluid into the wound.) iğne2) (an act of piercing with this part: Some spiders give a poisonous sting.) sokma, ısırma3) (the wound, swelling, or pain caused by this: You can soothe a wasp sting by putting vinegar on it.) sokma, ısırık2. verb1) (to wound or hurt by means of a sting: The child was badly stung by nettles/mosquitoes; Do those insects sting?) sokmak, ısırmak2) ((of a wound, or a part of the body) to smart or be painful: The salt water made his eyes sting.) acımak, yakmak -
3 torment
n. eziyet, azap, cefa, işkence————————v. eziyet etmek, işkence etmek, acı çektirmek* * *1. işkence yap (v.) 2. işkence (n.)* * *1. ['to:ment] noun1) ((a) very great pain, suffering, worry etc: He was in torment.) şiddetli acı, azap2) (something that causes this.) dert, baş belâsı2. [to:'ment] verb(to cause pain, suffering, worry etc to: She was tormented with worry/toothache.) azap çektirmek, eziyet etmek -
4 torture
n. işkence, eziyet, ızdırap————————v. işkence etmek, eziyet etmek, çektirmek, çarpıtmak* * *1. işkence et (v.) 2. işkence (n.)* * *['to: ə] 1. verb(to treat (someone) cruelly or painfully, as a punishment, or in order to make him/her confess something, give information etc: He tortured his prisoners; She was tortured by rheumatism/jealousy.) eziyet etmek, işkence yapmak2. noun1) (the act or practice of torturing: The king would not permit torture.) işkence, eziyet2) ((something causing) great suffering: the torture of waiting to be executed.) azap, ıstırap -
5 gaff
n. zıpkın, işkence, azap, zorluk, palavra, hile, kusur, gaf, pot, dövüş horozuna takılan çelik mahmuz, ucuz gösteri tiyatrosu* * *zıpkın -
6 alarm
n.трево г.а л.м.; азап чаҥ л.м.[trevoga; azap chang] -
7 alert
1. adj.ужын моштышо п.м.; шижше п.м.[uzhyn moshtysho; shizhshe]2. n.(military)трево г.а л.м.; сар азап чаҥ л.м.[trevoga; sar azap chang]3. v.лӱдыкшӧ нер г.ен шижтараш г.; трево г.ым нӧлталаш[ludyksho nergen shizhtarash; trevogym noltalash] -
8 prick
delik; delme, sokma, batirma; küçük keskin aci, igne acisi; diken, igne; yarak; ahmak, hiyar; batmak, delmek; sokmak, ignelemek; igne ya da batma acisi duymak; azap vermek -
9 affliction
n.azap, dert, dilgirlik -
10 agony
n.(rohi we jismani jehette) azap; hesret -
11 alleviate
v.yenggillimek; azat bolmaq(azap we késeldin); hadiqlanmaq -
12 Calvary
n.Hezriti Eysa krisqa mixlanghan yer (Jerusalam'gha yéqin); zor azap -
13 throe
v.shiddetlik sanjiq, siqilish, azap -
14 torment
n.azap, qiynash -
15 twinge
n.shiddetlik sanjiq, aghriq; azap
Look at other dictionaries:
Azap — Genre Programme court zapping Présentation Camille Combal Pays … Wikipédia en Français
azap — àzap m DEFINICIJA pov. 1. u vojsci Osmanskog Carstva a. puškar b. pješak c. specijalni stražar 2. reg. neženja, samac ONOMASTIKA pr.: Àzap, Àzapović (100, Slavonija) ETIMOLOGIJA tur. ← arap. ̔azäb: neženja … Hrvatski jezični portal
Azap — (Azaps, türk. u. pers.), so v.w. Asab … Pierer's Universal-Lexikon
azap — azáp, azápi, s.m. (înv.) miliţie otomană, ca infanterie de luptă Trimis de blaurb, 22.03.2006. Sursa: DAR … Dicționar Român
azap — 1. is., bı, Ar. ˁazab 1) Anadolu nun birçok bölgesinde çiftlik uşağı 2) tar. Yeniçeriler zamanında gerektikçe sancaklardaki gençlerden toplanıp ordu ve donanmaya katılan asker Tersane azabı. Kale azabı. 2. is., bı, Ar. ˁaẕāb 1) Büyük sıkıntı,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
Azap — Azaps were irregular light infantry of the Ottoman Army.The Azaps were also known as the bachelors , they were volunteers who were paid only during campaigns and had the freedom to leave the army whenever they wanted. The Azaps were initially… … Wikipedia
azap duymak — acı çekmek, üzülmek Bu şehrin, takdir fukaralarının orta malına dönüşmüş olmasından azap duyuyorum. A. Boysan … Çağatay Osmanlı Sözlük
azap vermek — acı çektirmek, üzmek Bu düşünce ona epeyce azap verdi. A. Mithat … Çağatay Osmanlı Sözlük
azap çekmek — 1) ahirette ceza görmek 2) çok büyük sıkıntıya uğramak Senin yüzünden bir hâl olursa azabını ömrün boyunca çekersin ağabey. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
HÜSBAN — Azap. * Yıldırım. * Çekirge. * Saymak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
IKAB — Azap, mihnet … Yeni Lügat Türkçe Sözlük