Translation: from turkish
- From turkish to:
- All languages
- Adyghe
- Azerbaijani
- Chinese
- English
- Kurdish
- Russian
- Tatar
çoluk çocuk
-
1 çoluk çocuk
- ğu is.1. 老婆孩子, 妻儿老小: Çoluk çocuğu kardeşime bıraktım. 我把我的妻儿老小托付给了我的兄弟。Çoluk çocuk, karı kızan hepsi geliyor. 一家老小全都来了。Eline geçen paranın çoğu da çoluğa çocuğa gidiyor. 他挣点儿钱大都花在老婆孩子身上了。2. 孩子们; 毛头小子: Siz daha çoluk çocuksunuz. Böyle büyük meseleleri nasıl anlayabilirsiniz ki? 你们还是毛头小子, 这么重大的问题你们怎么能懂呢?Sokakta çoluk çocuğun gürültüsünden uyunmuyor. 街上一群孩子吵得人无法入睡。◇ \çoluk çocuk elinde kalmak 掌握在一群毛头小子手里 \çoluk çocuk sahibi olmak 娶妻生子, 成家立业 \çoluk çocuka karışmak 娶妻生子, 成家立业 -
2 çoluk çocuk
озвонч. -ğuча́да и домоча́дцы, семе́йствоçoluk çocuğa karışmak — обзавести́сь семе́йством
çoluk çocuk sahibi — оте́ц семе́йства
-
3 çoluk çocuk
семья́; жена́ и де́ти; домоча́дцы; де́ти, детвора́, дети́шкиçoluk(a) çocuğa karışmak — стать отцо́м семе́йства; обзавести́сь детьми́
çoluk çocuk sahibi — оте́ц семе́йства, глава́ семе́йства
-
4 çoluk çocuk
бала-чага -
5 çoluk çocuk
n. brood, fry, offspring, wife and children, all the family, sons -
6 çoluk çocuk
zar û zêç--------zarok û zêç -
7 çoluk-çocuk
-
8 çoluk çocuk
кIэдэ-гъуал -
9 çoluk çocuk
"all the family, wife and children; children, offspring" -
10 çoluk çocuk
1. household, family, wife and children, kit and caboodle. 2. children, pack of children. -a karışmak to get married and have children. - sahibi having a family. -
11 çoluk çocuk
ailə, arvad-uşaq, çoluq-çocuq, oğul-uşaq -
12 çoluk
Look at other dictionaries:
çoluk çocuk — is., ğu 1) Çocuklarla birlikte aile topluluğu Benim ve çoluk çocuğumun bu kapıdan yiyeceğimiz ekmek artık temiz bir ekmek olamaz. R. N. Güntekin 2) Bir işte gereken deneyimi kazanmamış yaşça küçük kimseler, gençler Benden evvel çoluk çocuk bütün… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çoluk çocuk elinde kalmak — deneyimsiz, çok genç kişilerin eline geçmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
çoluk çocuk sahibi olmak — evlenip eşi ve çocukları olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
çocuk — is., ğu 1) Küçük yaştaki oğlan veya kız Çocuğun bir sütninesi vardı. R. H. Karay 2) Soy bakımından oğul veya kız, evlat Anası olacak bir kadın çocuğu omuzundan yakalamış. B. R. Eyuboğlu 3) Bebeklik ile erginlik arasındaki gelişme döneminde… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bebek bölük — çoluk çoçuk … Beypazari ağzindan sözcükler
çamrak — çoluk çocuk, I, 469bkz: çar çarmak … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
çar çarmak — çoluk çocuk I, 469; I I, 148, bkz: çamrak … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
EVLAD Ü IYAL — Çoluk çocuk. Evlâdlar ve karısı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
kızan — 1. is., hlk. 1) Erkek çocuk 2) Silahlı köy delikanlısı Kızanlarla köyün eşiğinde ertesi gün öğle vakti, Menderes köprüsündeki köpekleri tepelemeye ant içtik. H. E. Adıvar 3) Çoluk çocuk Birleşik Sözler kız kızan 2. is., hlk. Dişi köpek, kedi gibi … Çağatay Osmanlı Sözlük
anaforculuk — is., ğu Anaforcu olma durumu Çoluk çocuk akşama kadar güneşin altında anaforculuğun cezasını çektiler. A. Gündüz … Çağatay Osmanlı Sözlük
bark — is. Ev, mülk, aile, çoluk çocuk anlamlarındaki ev bark birleşik sözünde geçen bir söz Birleşik Sözler ev bark evli barklı evsiz barksız … Çağatay Osmanlı Sözlük